“Karşılaşmalar” Üzerine;
Elbette kurnaz Odysseus, Troya savaşının ardından evine dönmek üzere yola çıktığında, bu yolculuğun ne denli çetin geçeceğini ve ne kadar uzun süreceğini tahmin etmiyordu. Oysa onun eve dönüş yolu; mesafelerle olduğu kadar; bedensel ve ruhsal sancılarla örülmüştü.
Yol onun için –ve kendi hikâyesinin kahramanı olan herkes için- sadece kat edilmesi gereken bir uzaklık değil; kendini bilmek, değişmek, dönüşmek anlamlarını da taşıyan bir süreçtir. “Aynı dereye iki kez girmek mümkün değildir” diyen Herakleitos, değişimin kaçınılmazlığını vurgular; kaldı ki bu değişimin en başta yola çıkma cesaretini gösteren kişiyi etkilediği düşünülebilir. Hedefe ilerleyen kişi ile yola çıkan kişi artık aynı kişi değildir; yolun da, yoldaşın da aynı olamayacağı gibi…
Bu yolculukta Odysseus’un karşısına çıkan tüm karakter ve engeller, onun tinsel dönüşümü ve gelişimi için aşması, anlaması ve kendi varlığına katması gerekenleri temsil eder. Bu; yaşamın bize getirdikleri ile yüzleşmelerimizden farklı değildir. Karşılaşılan kişi ve olgular aslında birer öğreticidir. Her birinde bir sınav, bir ders gizlidir. Yolculuk ise bu sınavları göğüsleyişimizle belirlenir.
Tuba Korkmaz’ın “Karşılaşmalar” adlı sergisinde; Odysseia’nın epik anlatımındaki karakterlerin, pişmiş toprak ile biçimlenmiş yorumlarıyla buluşmaktayız. Sanatçı çalışmalarında, bir yandan Homeros’un kahramanlarını ele alarak onlarla kurduğu tinsel bağı, diğer yandan da kendi iç yolculuğuna dair ifadeleri yansıtmaktadır.
İyilik ve güzelliklere giden yollardaki kutlu karşılaşmalara…
Ezgi YEMENİCİOĞLU NEGİR